27 Eylül 2011 Salı

KARDEŞ PAYI...


ORDUSPOR : 0  SAMSUNSPOR: 0

ORDUSPOR

32 Saso Fornezzi
15 Garcia - 2 Yalçın - 52 Numan - 24 Emre(69 Murat dk:43)
19 Gosso - 77 Onur
6 Dalmat (8 Ali dk:87) - 10 Culio (9 Riberio dk:78) -12 Stancu
23 Fatih Tekke
TD: Metin Diyadin

SAMSUNSPOR

1 Ertuğrul
13 Kemal -24 Akaki - 3 Bahia -23 Dominguez
5 Fink (21 Savaş dk:75)- 8 Mustafa Sarp
17 Anıl( 77 Bülent dk:46) -19 Murat(33 Zenke Dk:60)-15 Ergün
18 Bance
TD: Vlademir Petkoviç

Stat: 19 Eylül
Hakemler: Hüseyin Göçek
Baki Tuncay-Erdinç Sezertem
Sarı Kartlar: Emre-Gosso (Ordu)
Mustafa-Bahia-Zenke (Samsun)


Süper Ligin 2 yeni ekibi Orduspor ile Samsunspor 90 dakikayı golsüz tamamlayarak puanları paylaştılar. Her iki takım kalecisinin müthiş oynadığı karadeniz derbisinde gülen olmadı. Orduspor'da kaleci Fornezzi , Stancu ve stoper Numan maçın göze batan futbolcularıydı. Oynanan 4 maçta 3 sarı kart gören Kaptan Gosso da başarılı futboluyla alkışlandı..




ORDUSPOR FIRSAT TEPTİ ...


İSTANBUL B.B: 1  ORDUSPOR: 1

İSTANBUL B.B

1 Hasagiç
86 Zayette (6 Efe dk.25)-2 Can- 28 Marçin- 21 Mahmut
17 Ekrem- 15 Ömer (13 Visca dk.46)
 23 Holmen- 24 Taner(88 Tevfik dk.76)- 22 Doka
9 Vebo
TD: Abdullah Avcı

ORDUSPOR

32 Saso Fornezzi
15 Garcia - 2 Yalçın - 52 Numan - 24 Emre
19 Gosso - 77 Onur ( 8 Ali dk 89 )
6 Dalmat (48 İrfan dk 68) - 10 Culio (9 Riberio dk 81) -12 Stancu
23 Fatih Tekke
TD: Metin Diyadin

Goller : Fatih Dk:17 Ordu
Tevfik Dk:81 İstanbul B.B
Stat: Olimpiyat
Hakemler :Koray Gencerler
Serkan Akal-Serkan Çimen
Sarı Kartlar : Onur, Gosso, Fornezzi (Ordu)
Kırmızı Kart: Efe dk:90 (İstanbul B.B)


Geçen maçı kendi sahasında Manisa galibiyetiyle kapatan Orduspor bu hafta deplasmanda karşılaştığı İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u elinden kaçırdı.
17.dakikada Fatih Tekke'nin golüyle öne geçen Orduspor iyi oynadığı maçta 81.dakikada Tevfik'in golüne engel olamayınca üç puanı kaçıran taraf oldu.

Maç resimleri için İnternetspor'a teşekkür ederim.

 


18 Eylül 2011 Pazar

EVDE İLK MAÇ İLK GALİBİYET...


ORDUSPOR : 1  MANİSASPOR: 0

ORDUSPOR

32 Saso Fornezzi
15 Garcia - 2 Yalçın - 52 Numan - 24 Emre
19 Gosso - 77 Onur ( 8 Ali dk 89 )
6 Dalmat (48 İrfan dk 68) - 10 Culio (9 Riberio dk 81) -12 Stancu
23 Fatih Tekke
TD: Metin Diyadin

MANİSASPOR

1 İlker
41 Ömer - 5 Hüseyin - 55 Dixon ( 17 Jerry dk 39 ) - 50 Klukovski
7 Yiğit G. - 8 Mehmet ( 33 Murat dk 60 ) - 6 Nizamettin - 4 Yiğit İ.
11 Simpson - 9 Kahe ( 19 Makukula dk 73 )
TD: Kemal Özdeş

Tam 26 yıl aradan sonra Orduspor kendi evinde oynadığı ilk karşılaşmayı yaklaşık 10.000 taraftarının önünde kazanmayı başardı.
Geçen hafta deplasmanda oynadığı Fenerbahçe maçının kadrosundan sadece hafta içi sakatlanan Sedat'ın yerine Numan'ın yer aldığı kadroyla maça başlayan Orduspor 11. dakikada Stancu'nun attığı golle maçı 1-0 kazanarak Spor Toto Süper Ligdeki ilk galibiyetini aldı.

Bu maçın yorumunu yapmak yerine ilk maçta galip gelme başarısını gösteren tüm futbolcuları, teknik ekibi, yönetimi ve bu maçta öne çıkan taraftarlarımızı kutlamak istiyorum. 3.hafta İstanbul'da Olimpiyat stadında ilk 2 haftanın kazananı İ.B.B ile oynacağımız maçı bizim ligde neler yapabileceğimizin de bir göstergesi olacaktır. Hafta içi salı akşamı oynanacak olması taraftarlarımız açısından sıkıntı yaratacak olsada yinede İ.B.B taraftarlarından çok fazla olacağımızı söyleyebilirim.

Bu hafta Maçın öne çıkanı
Takımını ilk maçta yalnız bırakmayan
Orduspor Taraftarları


Fotoğraflar için İnternetspor'a teşekkür ederim.




13 Eylül 2011 Salı

İLK MAÇTA ÖNE ÇIKANLAR ...


METİN DİYADİN


GOSSO


CULIO


GARCIA


SESSİZ GECE DE KAYBETTİK...



FENERBAHÇE : 1  ORDUSPOR : 0

FENERBAHÇE
1 Volkan 
4 Bekir - 58 Bilica - 6 Yobo - 3 Reto Ziegler
16 Baroni - 62 Selçuk
38 Mehmet - 10 Alex - 92 Dia ( dk 65 Bıenvenu )
23 Semih ( dk 64 Caner )

ORDUSPOR
32 Saso Fornezzi
15 Miguel Garcia - 2 Yalçın - 58 Sedat - 24 Emre ( dk 83 Selçuk )
19 Gosso - 77 Onur ( dk 76 İrfan )
6 Dalmat ( dk 72 Ribeiro ) - 10 Culio - 12 Stancu
23 Fatih Tekke

Sıkıntılı günlerin ardından Fenerbahçe ile Orduspor Şükrü Saraçoğlu stadında ilk haftanın son maçında karşı karşıya geldiler.
Maçın ilk bölümlerinde Fenerbahçe oyunu rakip alana yıkmaya çalışırken Orduspor iyi kapanıp ani çıkışlarla rakip kaleye gitmeye çalışıyordu. 22.dakikada topu kapan Culio hızlı hücumla sol taraftan rakip kaleye inip yerden güzel bir orta yaptı, herkesi geçen top Fatih Tekke'nin önüne düştü. Fatih olabilecek en kötü vuruşu yaparak topu boş kaleye atamadı.

Bu dakikalarda Orduspor orta alanda Gosso'nun sağda Garcia solda Culio'nun bindirmeleriyle oyuna ortak olmaya başladı. Orduspor'un oyuna denge getirdiği dakikalarda Fenerbahçe'de Alex le oyuna ağırlığını koymaya başladı.Mehmet Topuz'un pasında Semih , Garcia'nın ofsaytı bozmasından faydalanıp Cristian Baroni'ye al da at dediği pasta Fatih Tekke'nin yapamadığı vuruşu yaparak 31. dakikada Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçiren golü attı. iLk yarı bu skorla sona erdi.
2. yarıda Orduspor üzerindeki baskıyı atarak oyuna ortak olmaya başladı. Fenerbahçe önde olmanın avantajıyla oyunu rölantide tutmaya çalışırken gelişen Orduspor atakları Fatih'in ayaklarında eriyordu. Sahaya kaptan olarak çıkan Gosso oynadığı mükemmel futbolla takımını ayakta tutmaya çalışırken bir gol atıp beraberliği sağlamak için takımını ateşliyordu. Oyunun son bölümlerindeki en güzel hareket ise Alex'in mükemmel rövaşatasıydı. Bu rövaşatayı Sosa Fornezzi kornere çelerek olası bir golü de önlüyordu. Orduspor'un son dakikalardaki sağlı sollu atakları Fenerbahçe defansını bunaltsada sonucu değiştirecek golü bulamadan maç sona erdi.






11 Eylül 2011 Pazar

VE FUTBOL BAŞLADI...



Spor Toto Süper Lig
2011 - 2012  Futbol sezonu
dün oynanan maçlarla başladı.

Maçları Tv den izlerken futbolu ne kadar özlediğimi ve ne kadar çok sevdiğimi ,
ancak bu sevgimin bu karanlık ortamı haketmediğini düşündüm.

Orduspor yarın 29 yıl sonra ilk süper lig maçına çıkacak.
Nedim Türkmen Başkanlığındaki yönetim kuruluna,
Metin Diyadin ve teknik ekibine,
Culio'nun kaptanlığında tüm sporcularımıza
fair play'a aday olacak tutum sergileyen taraftar guruplarımıza
bitimsiz başarılar diliyorum.

Orduspor'un tüm dinamikleri Orduspor'u hak ettiği yere taşırken
Güzel oyunun güzel kalması'nı temenni ediyorum.

...ÇÜNKÜ BİZ FUTBOLUN DELİSİYİZ


GECESİ YOK BU İŞİN, YAŞI YOK.
MUTLU OLMANIN GARANTİSİ YOK.
AĞLAYACAKSIN, YORULACAKSIN.
DUALAR EDİP, TOTEMLER YAPACAKSIN.
BELKİ TUTACAK O TOTEMLER,
BELKİ TUTMAYACAK.
AMA SEN SEVMEYİ
ASLA BIRAKMAYACAKSIN.
CESUR OL, ASLA KORKMA.
YAPAYALNIZ OLSAN DA
BİL Kİ YALNIZ DEĞİLSİN.
KARŞILIKSIZ SEVGİ BU,
BELKİ HİÇ GÜLMEYECEKSİN.
PEKİ TÜM BUNLAR NEDEN ?

ÇÜNKÜ BİZ FUTBOLUN DELİSİYİZ..




10 Eylül 2011 Cumartesi

BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLADI...


 2 yıllık görev süresi içerisinde 26 yıldır Süper Lige hasret olan Orduspor'u Süper Lige taşıyan Orduspor Başkanı Nedim Türkmen yeni sezon öncesi Kulüpler Birliği Başkanlığı'na da aday olduğunu açıkladı.Kulüpler Birliği Başkanlığı için Orduspor Başkanı Nedim Türkmen'in yanı sıra Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ve Kayserispor Başkanı Recep Mamur'un da resmen başkanlığa aday oldukları açıklandı. İsmi Kulüpler Birliği Başkanlığı için anılan diğer bir isim olan Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in ise bu görev için kararsız olduğu, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'in de bu görevi kabul etmediği belirtildi.
Sabah Gazetesinin haberine göre Salı günü Ankara'da bir araya gelecek olan Kulüp Başkanlarının yapacakları toplantıda aday sayısını bire indirileceği açıklandı.

SEZON AÇILIŞI





Orduspor’u Ankara’da oynadığı  play off final maçından sonra ilk kez açılış maçında Trabzonspor’a karşı oynarken çıplak gözle izleme fırsatı buldum.  Ve oturduğum yerden Cluo’nun frikik golünü de cep telefonumla  çekme fırsatını yakaladım. Ve bu resmi sizlerle paylaşıyorum.



 
Trabzonspor’a karşı izlediğim Orduspor’da  gözüme batan futbolcular şunlar oldu. Culio , Numan, Yalçın,Hakan, Garcia, Ali ve Ribeiro.  Hayal kırıklıklarım ise Dalmat ve Selçuk oldu. Gosso  ve Stancu milli maç nedeniyle kadroda yoktu. Gosso hakkında aldığım bilgiler gayet olumlu. Stancu ve Fatih arasında ki tercih, maçlara ve yabancı kontenjanına göre değişecek gibi.
Benim bu sezonki ideal kadrom şöyle;
Kaleci ;          Saso Fornezzi  / Fevzi
Defans ,;       Garcia , Yalçın, Numan, Murat   / Selçuk, Abdurrahman, Sedat, Tobias
Orta saha ;   Hakan, Gosso, Ali, Culio  /  Onur,Dalmat, Abdülkadir
İleri;               Stancu, Ribeiro  / Fatih, Banahene, Orkan,

8 Eylül 2011 Perşembe

SON MENEKŞE FATİH TEKKE...


OrdusporTransferin son günlerinde kadroya kattığı milli oyuncu Fatih Tekke ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.
Fatih Tekke'ye hoşgeldin derken, Orduspor forması altında da gollerine devam etmesini diliyorum..

İZ BIRAKMAK İSTİYORUM...

Orduspor Transferin son günlerinde gerçekleştirdiği operasyonla takıma kazandırdığı Abdülkadir Kayalı ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Şimdi Cem Zamur'un yapmış olduğu Abdülkadir Kayalı ropörtajını virgülüne dokunmadan paylaşıyorum...

İZ BIRAKMAK İSTİYORUM..
1991 doğumlu ve henüz kariyerinin başında. Avrupa Şampiyonası'nda yarı finalde penaltılarla elenen U17 Milli Takımı'nın kaptanı. Yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle, güler yüzlü bir olgunluk timsali. Saha içindeki duruşuna ve oynadığı futbola söylenecek çok az şey var. Ama sadece futboluyla anılacak gibi de değil. Çoğu insanın kendine pay çıkaracağı düşünceleri var. Bunları paylaşırken de her zamanki gibi içten. U17'lerin kaptanı sadece futboluyla değil, düşünceleriyle de insana umut veren bir gençliğin geldiğini müjdeliyor.

Röportaj: Cem Zamur

İlk önce futbola nasıl başladığını öğrenebilir miyiz?

Ankara'nın Batıkent bölgesinde oturuyoruz. Her çocuk gibi futbola sokakta başladım. Kulüpte oynamaya başladığımda ise ilkokul birinci sınıftaydım. Üç sene Egospor'da oynadım ama sadece zevk için. Birkaç sene gitmedim, yine de okul takımı vasıtasıyla futbol oynamaya devam ettim. Sonra Ankaragücü'ne başladım. Yaklaşık 7-8 yıldan beri de Ankaragücü'nde oynuyorum. Tüm bunlar babamın teşvikiyle oldu. Ankara'da futbolcu olma hayali olan çocuklar ya Gençlerbirliği'ne ya da Ankaragücü'ne gider. Babam da bana sordu, "Hangisine gitmek istersin?" diye. Ankaragücü'ne gitmek istediğimi söyledim. Yaz okuluna başladım ve devamı geldi.

Hangi mevkide oynuyordun?

İlk önce santrfor oynuyordum. Çok da gol atıyordum. Minik takımda, C Genç ve yıldız takımda hep santrfor oynadım ve gol kralı dahi oldum. Sonra Arif Peçenek hocamız altyapıya geldiğinde beni izlemiş, ileride forvet olarak profesyonel futbol oynayamayacağımı söyledi. Oyun kurucu özelliğimin olduğunu görmüş. Onun da teşvikiyle orta sahada oynuyorum.

Oynadığın bölgeden memnun musun?

Tabii ki çok memnunum. İyi ki orada oynamaya başlamışım.

Niçin?

Topla oynamayı çok seviyorum, oyun kurucu özelliğimin olduğunu düşünüyorum. Forvet olarak devam etseydim mesela Muhammed ve Batuhan'ın bulunduğu takımda oynayamazdım.

Seni seyreden sanki yaşından çok büyük bir olgunluğa sahip olduğunu görüyor. Bu sende zaman içinde oluşan bir şey miydi, yoksa ilk başladığından beri saha içindeki tavrın bu muydu?

İlk günden beri böyleyim. Kendi yaşıtlarımla çok az maç oynadım. Bir sene yıldız takımda oynadım, sonra beni PAF takıma çıkardılar. Kendimi bildim bileli hep büyüklerimle oynuyorum. Bir senedir de A takımdayım. Hep büyüklerimle oynadığım için ister istemez onlar gibi davranıyorum belki de.

Kaç kardeşsiniz?

Üç kardeşiz. Ağabeyim üniversitede işletme bölümünde, kız kardeşim de Anadolu Lisesi'nde okuyor.

Onların spora ilgisi var mı?

Ağabeyimle beraber Ankaragücü'nde başladık ama o kaldıramayacağını düşündü. Yoğun tempoda, okul ve futbolun bir arada olamayacağını düşünüp öğrenimi tercih etti. Kız kardeşim de bir ara voleybol oynadı ama sonra devam etmedi.

İleride üniversitede okumak gibi bir düşüncen var mı?

Tabii. Liseyi bu sene bitirdim, spor akademisine gitmek istiyorum. Derslerim iyiydi ama futbolu tercih ettiğim için pek zaman ayıramadım. Üniversiteye mutlaka gitmem gerektiğini düşünüyorum.

Zamansızlıktan mı kaynaklanıyor tüm bunlar?

Evet, mesela kulübüm beni İngilizce kursuna yazdırdı ama hiç gidemedim. Kamplardan dolayı zaten eve zor gidiyorum.

Yanlış hatırlamıyorsam baban bankacıydı, ama senin hukuka karşı bir ilgin olduğunu biliyoruz. Bunu açar mısın biraz?

Hani siz dediniz ya saha içerisinde çok olgun gözüküyorsun diye… Sosyal hayatımda da böyle olduğumu düşünüyorum. Zaten herkes de öyle söylüyor. Babam "Senden iyi bir hukukçu olur" diyor. Ben de çok seviyorum hukuku. İlgim de var ama çok fazla zaman bulamıyorum.
Peki, bize U17 Avrupa Şampiyonası'ndan bahseder misin biraz?

İki senedir hemen hemen aynı arkadaşlarımla kampa geliyoruz. Kardeş gibi olduk. Evde ağabeyimle nasılsam, burada arkadaşlarımla da öyleyim. Birbirimize çok alıştık. En büyük hayalimiz de ülkemizde düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'da şampiyon olmaktı. Maalesef yarı finali geçemedik. Organizasyon da çok güzeldi. Emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım.

"Uzun süreden beri aynı arkadaşlarla kamplara gidiyoruz" dedin, başarınızı artıran etkenlerden biri bu mu sence?

Evet, devamlılık ve birbirimizi çok sevmemiz. Birbirini gerçekten sevdiğimiz saha içerisinde de belli oluyordur. Hep beraber oyun oynuyoruz, hep beraber oturup film seyrediyoruz. Sürekli bir araya gelip konuşuyoruz, eksiklerimizi tartışıyoruz.

Bu takımdan, "İleride oynayacağım takımda mutlaka bulunmalı" dediğin isimler var mı?

Çok var, hepsi var. Ama biliyorum ki bu çok zor bir olasılık. Eren Albayrak, Özgür Çek, Emre Çolak, Batuhan, aslında hepsiyle oynamak istiyorum. Hepsi çok yetenekli ve çok iyi insanlar. Turnuvada bir kaza oldu, finale çıkamadınız ama oynadığınız oyun da ortadaydı. Değerli olan şampiyonluk mu yoksa "Türkiye çok iyi top oynuyordu" dedirtmek mi?
İkisi de çok önemli ama bence oynadığımız futbolla buralara geldiğimizi düşünüyorum. Tabii ki şampiyonluk çok önemli. Hem de kendi evimizde düzenlenen bir turnuvada. Ama öncelikle oynadığımız futbol daha önemli. Çünkü iyi futbol oynuyoruz.


Bunları kendi aranızda da konuşuyor musunuz?

Maç kasetlerini izliyoruz, herkes birbiriyle konuşuyor, özeleştirisini yapıyor. Bunun çok iyi bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Bu bizi kesinlikle geliştiriyor.

Yetenek tek başına yeterli değil

Senin futbol görüşüne göre sistem mi daha önemli, yoksa yetenek mi?

Yetenekli olmanın yettiğini düşünmüyorum. Hani derler ya ağaç yaşken eğilir. Altyapıda neler alırsanız, sistemi ne kadar doğru ve düzgün öğrenirseniz o kadar iyi olur. Zaten yetenekli olmasanız burada bulunmazsınız. Sistemi kavrayıp iyi bir altyapı eğitimi alınırsa çok daha iyi bir futbolcu kimliği ortaya çıkar.

Yabancı bir ülkede oynamak ister misin ya da niyetin var mı?

Bence her Türk futbolcusu Avrupa'da oynamak ister. Hedefinin de bu olması lazım. Çıtayı ne kadar yükseğe koyarsak, o kadar kendimizi geliştiririz. Benim hedefim tabii ki Avrupa'da top oynamak. Şu an Ankaragücü'nün futbolcusuyum ve kulübümü çok seviyorum. Genç yaşta takımımda oynadım. Bunun da çok büyük sevinci var. İlk önce Türkiye'de belli bir yere gelip daha sonra Avrupa'da oynamak isterim. Tabii Avrupa'da oynamanın en önemli etkeni de Milli Takımlar. Mesela Avrupa Şampiyonası oynadık. Böyle fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek lazım.

Peki, genç yaşta "Korkmadan Avrupa'ya giderim" diyebiliyor musun?

Bence korkmadan gitmek gerekiyor. Eğer başarılı olmak istiyorsak, gerçekten Türkiye'yi iyi temsil etmek istiyorsak gitmemiz gerekli. Bu yaşlarda "Ailemi özlerim, ailem gelmezse ne yaparım" demememiz lazım. Sonuçta bu bizim mesleğimiz. Şu an Ankara'da yaşıyorum, bu ülkede futbol oynuyorum ama ailemi yine çok az görüyorum. Burada çok az görmektense yurtdışına gidip, biraz daha özlem çekerim ama en azından iyi bir noktaya gelirim.

Senin Manchester City'ye gidip, ailen istemediği için geri döndüğün yazıldı. Bunun doğruluk payı nedir?

Öncelikle bu soru için çok teşekkür ederim. Bana bunun doğru olup olmadığını bugüne kadar kimse sormadı. Çok yanlış bir haberdi ve çok üzüldüm. İrlanda kampından sonra bana ve Batuhan'a teklif geldi, değerlendirdik. İlk başta kulübüm izin vermedi. Ben profesyonel değildim kulübümde. Üç yıllık bir mukavele imzaladık. Sonra bir kez daha teklif yaptılar. Babamla gittim. İlk başta şartlar oluşmamıştı ve kulübümün izni olmamıştı. Yoksa kulübüm de tabii ki orada yetişmemi, oynamamı ister. Babamla gittiğimizde kalacağım yerden, alacağım ücrete kadar her şeyde anlaştık. Sonra anlaşmak için yeniden kulübüme geldiler. Yine şartlar oluşmadı. Biliyorsunuz, Avrupa Birliği yasası var. Benim yaşım 18'den küçük. Babam ve annem benim istemem halinde kesinlikle geleceklerini söylediler. Çünkü babam her şeyi bana bırakır, benim futbolum hakkında hiçbir zaman yorum yapmaz. Bana çok destek verir ve son kararı hep bana bırakır. Bana da "Gitmek istiyorsan, gidelim. Gitmek istemiyorsan, senin için ne iyi olacaksa onu yapalım" dedi. Yani sebep ailem değil, şartların yeteri kadar oluşmamasıydı, o yüzden gitmedim.

Benim Adım Kırmızı'yı çok sevdim

Boş vakitlerinde kitap okuduğunu biliyoruz. Ne tür kitaplar okursun? Özellikle sevdiğin yazarlar veya kitaplar var mı?

Gazete, dergi okumayı da çok seviyorum. Genel olarak okumayı çok seviyorum. İngilizce merakım var. İngilizcemi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. İngilizce bir paragraf gördüğümde onu çözmeye çalışırım. Orhan Pamuk'un kitaplarını severim. Özellikle Benim Adım Kırmızı çok hoşuma gitti. Futbolcunun sadece futbolla ilgilenmemesi gerekiyor bence. Futbolcu çok göz önünde bir hayat yaşıyor ve topluma örnek olması gerekiyor. Çocuklar, taraftarlar bizi izliyor. Bizim hep doğru işler yapıp, kitlelere örnek olmamız gerekiyor. Her açıdan kendimizi geliştirmemiz lazım.

Avrupa'da ve Türkiye'de örnek aldığın oyuncular var mı?

Liverpool'un kaptanı Steven Gerrard. Hayranıyım desem boş olmaz. Sahadaki duruşu, kaptanlığı taşıması, takıma liderlik yapması, gerektiğinde ön plana çıkıp sazı eline alması… Bence dünyanın en iyi orta saha oyuncusu. Zidane'dan sonra tabii. Türkiye'de ise Aurelio ve Mehmet Topal var. Mehmet Topal kendini çok geliştirdi ve genç yaşına rağmen çok iyi bir futbolcu oldu. Ayrıca Hakan Şükür ve Rüştü Reçber'i de çok takdir ederim. Çok iyi profesyonel ve çok iyi futbolcular.

Milli Takımlarda ileride kendini nerede görüyorsun? U17'lerin kaptanısın, günün birinde A Milli Takım'ın da kaptanı olabilecek misin?

Bu takım kurulduğundan beri devamlı gelen oyuncular arasındayım. Kaptanlık yapıyorum ve beni bu konuma layık gören hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Onların güvenlerine layık olmaya çalışıyorum. Milli Takım'da oynamak bir Türk futbolcusunun en büyük gururudur. Futbolun doruk noktası olarak görüyorum Milli Takım'ı. En üst düzeydeki Milli Takım'da elbette ki oynamak isterim. Hedefimi de öyle koydum. Ama öncelikle kulübümde başarılı olmam gerekiyor. İnşallah bu hayalime ulaşırım.

Eski yıllarda Milli Takımlar neredeyse İstanbul kulüplerinin gençlerinden oluşuyordu. Son yıllarda Anadolu kulüplerinden de çok sayıda oyuncu Milli Takımlara geliyor. Acaba bir şeyler mi değişiyor?

Türk futbolu gün geçtikçe gelişiyor. Tesisleşme, ekonomik imkânlar, hedeflerin yükselmesi anlamına geliyor. Anadolu'da çok yetenekli futbolcular var ve onlar da bu gelişmeyle birlikte kendilerini gösterebiliyor.

"Ankara'yı çok seviyorum" demiştin. İleride koparsan çok özleyecek misin Ankara'yı?

Tabii ki çok özlerim. Çünkü doğup büyüdüğüm şehir. Ankara'nın yeri benim için bambaşka. Avrupa'da Milli Takımlarla gezmediğimiz şehir neredeyse kalmadı ama Ankara gibi bir şehre rastlamadım. Düzeni, havası, rahat ulaşımı, doğal güzelliği, her şeyiyle çok seviyorum Ankara'yı.

İlerideki ana hedefin nedir?

Öncelikle kişiliğimden ve tavrımdan ödün vermemek isterim. Nasıl tanındıysam, öyle bilinmek isterim. Çünkü bir insanın yeteneği yanında, göstermiş olduğu tavır ve kişiliğiyle kendisini çok iyi yerlere taşıyabileceğini düşünüyorum. Tabii ki taşımak için değil de bu gerektiği için böyle olmalı. Yani insan içten gelen bir şekilde ama doğru davranışlar içinde olmalı. Futbola gelince Türkiye'de idollerden birisi olmak istiyorum. Orta saha denilince ben akla geleyim isterim. Orta sahada Ankaragüçlü Apo akla gelsin isterim. İz bırakmak istiyorum ve hedefim özel bir futbolcu olmak. Türkiye'de çok orta saha oyuncusu var ama parmakla gösterilen bir Mehmet Aurelio, Tugay Kerimoğlu, Tuncay, Alex var. Öyle olmak isterim. Herhalde herkes de olmak ister.

Direkt Avrupa'ya giderim

Avrupa hedefinin arasına başka takımlar girerse ne yaparsın? Örneğin başka bir takıma gidip iyice pişerek mi yurtdışına gitmek istersin, yoksa Ankaragücü'ndeyken teklif gelse hemen gider misin?

Direkt Avrupa giderim. Türkiye'de gerçekten çok büyük bir potansiyel var. Oynadığımız rakiplere bakıyorum, kendimize bakıyorum, çok üst düzey futbolcular olabiliriz. Bizde de yetenek var, onlarda da var. Ülkemizi temsil etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha cesur olabilmeliyiz bu konuda. O yüzden hemen Avrupa'ya çıkardım ki, Avrupa'da bir tane daha Türk futbolcusu fazla olsun.

Senin bu sözlerini okuyacak olan genç arkadaşlarına ve yaşıtlarına neler söylemek istersin?

Bence herkes sadece futbolda değil, her alanda hedefini büyük koymalı. Yaşayacağı en iyi şekilde yaşamayı talep etmeli ve buna ulaşmak için çabalamalı. Futbolda iyi olmak ve futbolcu olmak isteyenlere ise şunu söyleyebilirim; öncelikle yaptıkları işe çok saygı duymaları ve profesyonelce yaşamaları gerekiyor. Bütün engelleri aşmak ve hedeflerine ulaşmak ve için bunların çözümünü sağlamaları gerekir.

Artık Orduspor forması altında ter dökecek olan Abdülkadir Kayalı'ya aramıza hoşgeldin derken Kariyerinin en güzel günlerini Orduspor forması altında geçirmesini diler ve buradan ayrılırken gerçekten iz bırakmasını temenni ederim..

7 Eylül 2011 Çarşamba

BU FİKSTÜRDE İŞ VAR...


Spor Toto Süper Ligde 2011-2012 futbol sezonu fikstür çekimi ben tatilimi yaparken İstanbul'da çekildi.
Orduspor'un ilk yarı fikstürünü incelediğimde ilk maçın Fenerbahçe ile olmasının dışında son beş haftaya kadar hep anadolu takımlarıyla oynayacak olması Orduspor için büyük avantaj olarak görünmekte. Eğer bu avantajımızı iyi kullanabilirsek ilk yılımızda ligde iyi bir yer edinebileceğimiz gibi bu yıl uygulamaya koyulan play off sisteminde ilk sekiz içinde bile yer bulabiliriz kendimize..


SPOR TOTO SÜPER LİG
2011-2012 SEZONU
ORDUSPOR İLK YARI FİKSTÜRÜ


FENERBAHÇEORDUSPOR
ORDUSPORMANİSASPOR
İSTANBUL B.Ş.BORDUSPOR
ORDUSPORSAMSUNSPOR
K.KARABÜKSPORORDUSPOR
ORDUSPORESKİŞEHİRSPOR
ANKARAGÜCÜORDUSPOR
ORDUSPORBURSASPOR
ANTALYASPORORDUSPOR
ORDUSPORGAZİANTEPSPOR
KAYSERİSPORORDUSPOR
ORDUSPORMERSİN İ.Y
BESİKTAŞORDUSPOR
ORDUSPORSİVASSPOR
GENÇLERBİRLİĞİORDUSPOR
ORDUSPORGALATASARAY
TRABZONSPORORDUSPOR

6 Eylül 2011 Salı

TATİL BİTTİ , KEPENKLERİ AÇMA VAKTİ...


On beş gündür kepenkler kapalıydı burada. Yaz tatili ve bayramı yanyana getirince soluğu Ordu'da aldım tabi. Hem arkadaşlarımla hem ailemle hasret giderdim. Hem de Orduspor'u bu sezon ilk defa Trabzonspor maçında çıplak gözle izleme imkanı buldum sezon açılışında. Bu maçın kritiğini ve kepenkler kapalıyken gelişen olayları yarından itibaren sizlerle paylaşmaya devam edeceğim..